Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.
Evet, meclisteki herkes yeminini etmişti çok şükür. Artık yeni bir dönem başlamıştı. Ülkemin üzerindeki karabulutlar dağılmıştı. Fırtına dinmişti. Güneş her taraftan doğuyordu yeni güne. Devlet ana çalışma ofisine geçtiğinde kızılımsı güneşin doğuşuna o da şahit olmuştu. Bir yanda sevinç gözyaşlarını silerken bir yandır günlerin yorgunluğu vardı üzerinde bir yanda da güzel ülkemin sorumluluğu aslında hepsi güzeldi. Bir an dalmıştı ki oda ya giren özel kaleminin sesiyle kendine geldi. Efendim sizi arıyorlar. Tamam dedi. Daha iktidar olalı birkaç gün olmuştu ki ülkenin her tarafından tebrik mesajları geliyordu. Ve daha onay alınmamıştı ki güzel ülkemin her tarafına halk milletim kendi imkânlarıyla fabrika temelleri atıyordu. Gelen telefonlardan birisi de bunlardan birisiyle ilgiliydi. Diyarbakır’ın Bismil ilçesindendi gelen telefon. Efendim hayırlı olsun burada fabrikanın temelini attık sizin olurunuzu bekliyoruz.
Devlet ana hemen kurmaylarını ve iş ortaklarını topladı ve yeni kararlar alındı.
1.Ülkenin her tarafına konusuna, işine göre fabrikalar kurulacak, bunun için bir emrimizi bekleyen halkımızın desteğiyle sonuca gidilecek.
2.Ekonomimiz düzelene kadar ithal ve ihraç mallarına ambargo uygulanacak. İlk önce kendi tarımımız kendi sanayimiz kendi kendine yeter hale gelecek, güçlenecek, ondan sonra başta komşularımızla sonra diğer dost ülkelerle sonra dünya ile iletişim ağı kurularak güçlendirilmiş ekonomiye geçilecek.
3.Savunma sanayimize öncelik verilecek, yerli savaş uçakları, yerli silahlarımız kısaca donanmamız güçlendirilecek.
4.Eğitim sistemimizde her öğrenci ilgi alanına, yeteneğine göre yetiştirilecek becerilerine meslek sahibi edilecek. Sadece uzmanlık alanı gerektiren konuda sınav sistemi uygulanacaktır.
5.Küçük yaştan itibaren öğrencilere okuma alışkanlığı kazandırılacak. Düşünme, eleştirme, farkındalık geliştirilecek, öğrenci kendi kararlarını kendisi verecek seviyeye gelecektir. Okullarda öğrenciye her ay üç kitap bitirme zorunluluğu getirilecektir.
6.En büyük bütçe eğitime ve savunmaya ayrılacaktır.
7.İçişlerimizde, taşrada üst-ast ayrımı ortadan kaldırılacaktır. Sadece görevlerinde farlılık olacaktır. Her amirlik haftalık diğer amirliklerle ortak toplantı halinde olacaktır. Devlet, memleket meseleleri konuşulan masalar kurulacaktır.
8.İlköğretimde andımız tekrar okutulacak ve öğrenciye Türk’üm, doğruyum, çalışkanım ne demek öğretilecektir.
İlk planda bu kararlar alındı ve meclisten geçti. Devlet ana hiç uyumamıştı. Sürekli üzerine güneş yeniden doğuyordu. Yeniden güneş doğuyordu güzel ülkemin üzerine. Yüce yaradan yeniden yeniden yaratıyordu her gün dünyayı. Tramvaylarda marşlar söyleniyor, şarkılar söyleniyor. Güzel ülkemde bir coşku hâkimdi. Okul önlerinde istiklal marşımızı tüm halkımız hep berber söylüyordu sevinçle yarınlarımız için güneş yeniden doğmuştu. Camilerimizin yanında imarethaneler, aşevleri kuruldu. Yoksulların kartı bir güzel doydu. Hiç kimse yerinde duramıyordu. Acaba başka ne yapabiliriz. Herkes, her taraf hareket halindeydi. İnsanların yüreği kıpır kıpırdı. Cadde, sokakta herkes birbirine selam veriyordu. Kimse kimseye küs değildi. Toplumsal barış oluşmuştu. Herkes fikrini düşüncesini söyleyebiliyordu. Atatürk ne güzel demişti bugünler için; ’Türk, Öğün, çalış, güven.’
Öneri ve Görüşlerinizi için : pehlevanlaromer06@gmail.com