Genç Kalem : 8 Mart’ın Ruhunu Okuyabilmek

Diğer bir adıyla dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun!

İşte bu örneklerden birisi bir 1850’lerde bir fabrikada çıkan isyan kadın hareketlerinden ilkiydi. Binlerce çalışan işçiden yüzlercesi kadındı ve asgari ücretin dörtte birisine r azı oluyorlardı. Ailelerine, evlerine ekmek götürülebilmek için bütün yokluğa, yoksulluğa katlanıyorlardı. Bir gün yapılan zulüm aldı başını gitti. Ölümler, yaralanmalar aldı başını gitti. Buna dur diyen yoktu. Ta ki kadın işçilerin diri diri yakılması, zulme uğramalarının sesinin dünyada yankı bulmasına kadar.

Bundan yüz elli yıl önce İngiltere’de bir fabrikada daha ismini bilmediğimiz diğer fabrikalarda yüzbinlerce kadın işçi çalışmıştı. Yok pahasına. Kapitalizmin ilk ayak sesleriydi. Sömürü sisteminin ilk zamanlarıydı. İnsana saygının hiç olmadığı zamanlardı. Aslında yüce dinimiz İslam’da olsun, diğer semavi dinlerde olsun olan saygı, insan hakları sanki buralara hiç uğramamıştı. Kadına atfedilen değer yok denecek kadar azdı.

Evet, bir gün geldi. Siyasi ve sosyal haklarda kadınlara eşitlik denildi.1908 de 8 Mart dünya kadınlar günü resmen olmasa da dile getirildi birileri tarafından birleşmiş milletler tarafından resmi olarak kutlanması ise 1975’te başlandı.

Kadın hakları ülkemizde de ilk tohumları cumhuriyet dönemine denk gelir. Genel olarak emeğe, sömürü düzenine karşı, sosyal siyasi, yaşam haklarına saygı, eşitlik temeline dayanır.

Şiddetin her türlüsüne karşı olma, kimseyi ezmemek, kendini ezdirmemek, emeğe saygı duymak, yaşanılan haksızlıklara, zulümlere dur demek bu kapsamdadır.

İnsan onuruna yaraşır şekilde yaşamak, bulunulan ortamda, toplumsal olarak yok sayılmamak, varlık göstermek önemli konular arasındadır.

Dinimizde kadın hakları üstündür, kadın korunur. Kadın anadır, güçlüdür. Toplumsal bir yeri vardır. Âmâ aynı şey kapitalizm, sömürü düzeni için geçerli değildir.

Dünya tarihinde, feminizm kadın hareketleri ile yüzyıllık bir süreçte bayağı bir yol katledildi. Özellikle sosyal ve siyasi haklar konusunda ancak gelinen noktada kadın hareketlerinin temsilciliğinin istendiği şekilde eşitlik erkeklerle bir tutulma hukuksal olarak istediklerini alsalar da bizim toplumumuzda erkeğin ya da kadının konumu açısından birebir karşılığı yok. Çünkü bizim gibi ataerkil toplumlarda kadın koruma altındadır. Ancak erkekle bir olamaz. Erkek reistir evde. Kadına tüm haklar sağlanır ancak erkeğin eşler arasında üstünlüğü vardır. Kadın çalışır, erkekte çalışır ancak yine de genlerimizden gelen bir durum olsa gerek yâda inancımızdan dolayı bir durum olabilir kadını yüceltiriz, onun için bir melek deriz, severiz o bizi sayar ancak eşitlik konusu ailede değil de toplumsal bir eşitlik olsa daha iyi olur gibi geliyor.

Yukarıda benim yazdığım en uygun, olması gereken bir nokta, ancak narsist ruhlu kendinin bir insan olduğunu bilmeyen, insan müsveddeleri kadının bir insan olduğunu, ona saygı duyulması gerektiğini, sevilmesi gerektiğini nereden bilsin. Düzenli bir toplum oluşturmak yerine kişisel egolarına yenik düşüp kadınlara işkence edenler ya da daha başka şekilde kötü davrananlarda var. Bunlara dur diyebilmek devletin asli görevidir. Devlet ilk önce hukuki olarak vahşete, haksızlıklara dur diyecek, katı bir tutum sergilemesi gerekiyor. Ondan sonra toplumsal olarak linç girişimi olabilir. Hukuktan sonra insan hakları, ondan sonra sosyal devlet anlayışı, daha sonra pozitif ayrımcılığa dur diyebilir. Kadın hakları toplumda hak ettiği yeri alır.

Dünya kadın emekçiler günü yılda bir gün kutlanabilir, ancak kadın hakları her gün hatırlanması gereken bir konudur. Tabi ki hayatımızda iyi kötü, inişli, çıkışlı günler hep olur. Ancak bile bile şımarıklık olsun diye insanları küçümsemek, onları yok saymak dinimizde de yoktur. İnsan okumuş olsun olmasın. Cinsiyet önemli değil karşısındakine saygı duymalıdır. İş çalışma yönünden kadın emekçilerimizin bizden bir farkı yoktur. Sen daha iyi çalışıyorsan ona göre ücretini fazla alırsın. Zengin, okumuşluk, az gelişmişlik şımarıklığı yapmaya gerek yoktur. Mehmet Akif Ersoy demiş ki;

1.hesabımı bilirim.

2.haddimi bilirim.

Evet, ezcümle bütün kadınlarımızın, kadın emekçilerimizin kadınlar gününü kutluyorum;

Kimisi bir yerde anne, kimisi ev hanımı, kimisi fabrikada işçi; kimisi müdür; kimisi sekreter; kimisi vali kimisi savcı; kimisi bakan; âmâ hepsi emekçi evine ekmek girmesi, bu ülkemizin, vatanımızın, birliği bütünlüğü için çabalıyor, onlar olmazsa olmazlarımız; nasırlı elleriniz dert görmesin annelerimiz, gülen yüzünüz hiç solmasın, sevgiyle kalın. Saygılarımı sunuyorum. Güneşli günler dilerim.

Yorum yapın